#AnkaraBarosuYalnızDeğildir
TBMM İnsan Hakları Komisyonu'nun 10 Temmuz 2019 tarihli toplantısında, siyasi iktidarın temsilcilerinden ve biri İçişleri Bakan Yardımcısı, diğeri milletvekili olan iki üyenin konuşmaları, insan haklarını ve hukukun üstünlüğünü savunan herkesi FETÖ ile ilişkilendirerek politika üretme ve algı yaratma çabalarının en son örneğidir.
Bu trajikomik çaba, Ankara Barosu'nun 28 Mayıs 2019 tarihinde yayınladığı işkence raporunun görüşülmesi sırasında yaşanmıştır. Siyasi iktidarın iki temsilcisinin, vahim işkence iddialarını ihbar kabul edip gerçeğin ortaya çıkartılması için gerekli işlemlerin başlatılması yerine içi boş, niyeti malum FETÖ ithamlarıyla Ankara Barosu'nu karalamaya çalışmalarını reddediyor ve kınıyoruz.
İşkence raporunun “FETÖ kaynaklı olduğu” iması bulunmadan, Ankara Barosu'nu, insanlık ve Cumhuriyet ilkelerine düşman herhangi bir oluşumla aynı cümlede anma cüretini göstermeden önce iki değil, bin kere düşünülmesi gerekmektedir.
Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı, hukukun üstünlüğünden asla ödün vermeyen Bursa Barosu olarak aynı doğrultuda yürüdüğümüz Ankara Barosu'na yönelik komplo girişimi, bu yöntemi benimseyen tüm kişi ve kurumların sicillerinde ömürleri boyunca taşıyacakları kara bir leke olarak kalacaktır.
Kamuoyuna saygıyla duyururuz.
BURSA BAROSU BAŞKANLIĞI