Adalet Nöbeti ateşi bu kez Artvin'de yandı
Aralarında Bursa Barosu Başkanı Av. Gürkan Altun'un da bulunduğu çok sayıda baro başkanı, yargı bağımsızlığı, adil yargılanma hakkı ve avukatlık mesleğine yönelik tehditlere bir kez daha dikkat çekmek üzere Artvin Barosu ev sahipliğinde bir araya geldi.
Nöbet öncesi Bursa Barosu Başkanı Av. Altun, ev sahibi Artvin Barosu Başkanı Av. Ali Uğur Çağal'a İznik çinisi hediye etti.
Artvin Adalet Nöbeti'ne 15 baro başkanı ve iki baronun yönetim kurulu üyesi olmak üzere 17 baro (Adana, Ankara, Antalya, Artvin, Aydın, Bursa, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Düzce, İstanbul, İzmir, Mersin, Şanlıurfa, Tekirdağ, Van, Yalova) katıldı.
Adalet Nöbeti'nde konuşan Bursa Barosu Başkanı Av. Gürkan Altun, sekizinci adalet nöbetinin, plakası 8 olan Artvin'de, kendi memleketinde olmasının ilginç bir tesadüf olduğunu söyledi. Bursa'nın Artvin'den sonra en çok Artvinli Baro Başkanı çıkaran il olduğunu ifade eden Altun, şöyle konuştu:
“Biz her nöbette bir sonraki nöbeti tutmamak için toplanıyoruz. Biz hep bu nöbet son olsun istiyoruz. Derdimiz bir araya gelmek, dertleşmek belki ama sürekli bu toplantıları yapmak değil. Sürekli bu fotoğrafları vermek değil. Derdimiz hukuksuzlukların, adaletsizliklerin son ermesi. Derdimiz, bir daha Tahir Elçiler, Ali Gündaylar, olası diğer baro başkanlarımızın ölmemesi… Derdimiz, sırf mesleğini yapıyor diye katledilen, Cengiz Görallar, Ahmet Hilmi Feyzioğlular, Özgür Aksoylar, Mehmet Samim Geredeliler, İbrahim Erginler olmasın… Derdimiz, bu ülkenin aydınları, düşünürleri Uğur Mumcular, Muammer Aksoylar, Necip Hablemitoğlular, Bahriye Üçoklar, Turan Dursunlar öldürülmesin ve öldürüldüklerinde kanları yerde kalmasın…
Derdimiz Artvin'de Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık korumalarıyla karşı karşıya geldi diye ölen Metin Lokumcu'nun, öldürülen gazeteci Abdi İpekçiler, Çetin Emeçler'in hakları aransın ve cinayetlerin hesapları sorulsun diyedir. Derdimiz, faili meçhul kalan Eşref Bitlis, Gaffar Okkan, Muhsin Yazıcıoğlu cinayetlerinin aydınlatılmasıdır. 1980 öncesi Kahramanmaraş ve Çorum'da, Taksim Meydanı'nda, sonrasında Sivas'ta, Başbağlar'da, Suruç'ta, Ankara Tren Garı'nda, İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'nde gerçekleştirilen cinayetler bir daha olmasın diye…
Cerattepe'de, Murat Dağı'nda, Kaz Dağları'nda, Salda Gölü'nde, İznik Gölü'nde, Kırıntı Köyü'nde, Kumluca Elmalı'da doğaya, Mudanya'da Myrleia Antik Kenti'ne zarar verilmesin diye burdayız.
Soma, Ermenek, Bükköy, Afşin'de iş cinayetleri işlenmesin diye tutuyoruz bu nöbetleri. Karetta karettalar, Anadolu parsları, vaşaklar, tilkiler ve börtü böceğin korunmasıdır derdimiz. Bunların yapıldığı gün, hesabının sorulduğu gün, adalet sarayı denilen yerlerde gerçekten adalet dağıtılan duruşmalar yapıldığı, haklının haksızın en ince detayına kadar araştırıldığı gün derdimiz bitecek. Hepimiz hak, hukuk, adalet savaşında bir nebze olsun katkımız oldu diye mutlu olacağız, gurur duyacağız.”