Türk Medeni Kanunu'nun Kabul Edilmesinin 92. yılı
16 Şubat 2018 Bugün Türk Medeni Kanunu'nun 17 Şubat 1926 tarihinde kabul edilmesinin 92. yılını kutluyoruz. Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın kazanılması ile Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının oluşturduğu TBMM'nin yaptığı köklü değişiklikler arasında hiç kuşkusuz en önemli değişiklik Medeni Kanun'un kabulüdür.
Medeni Kanun'un kabulü ile sosyal alanda eşitlik anlayışının temeli atılmıştır. İsviçre Medeni Kanunu'nun, dönemin mevcut kanunları içerisinde en çağdaşı olması ve Kadın -Erkek eşitliğine dayanması nedeni ile Türkçe'ye çevrilmiş,
Medeni Kanun'un kabul edilmesiyle, Aile yapısında önemli değişiklikler meydana gelmiştir. Bu Kanun ile mahkemelerde tanıklık yapma, miras ve boşanma konularında kadın ve erkek eşit hale getirilmiş, evliliklerde resmi nikah yapma zorunluluğu yanında tek eşle evlilik esası benimsenmiştir. Türk Medeni Kanunu hukuk düzenine geçişin belgesidir. Medeni Kanun'un kabulü; eşitlik ve özgürlük yolunda atılan en önemli adımdır. Daha sonra yapılan kanunlara ışık tutmuş ve 2002 yılında yürürlüğe giren yeni Türk Medeni Kanunu ile kadın erkek eşitliği konusunda büyük bir ilerleme kaydedilmiştir.
Fakat bugün 92 yıl once bizlere tanınan bu muazzam hakları geliştirmek için vermemiz gereken emeği; haklarımızı muhafaza etmeye çalışarak harcıyor; her gün bir başka çağ dışı uygulama fikriyle yüzleşiyoruz. Geçtiğimiz yıl içinde;
Çocukların tecavüzcüleriyle evlendirilmesi, çocukların cinsel istismarının “rızaya” dayalı olabileceği gibi ahlak dışı, kanunsuz ve insan haklarına aykırı fikirlere, Hadım uygulaması başlasın gibi, kısas gibi bireysel ve toplumsal öç alma mekanizmalarını meşrulaştırmaya çalışan uygulamalara, Şiddete uğrayan, boşanmak isteyen kadınların uzlaşma yöntemlerine tabi tutulması gibi tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmelerin aksini söylediği tehlikeli bir uygulamanın diretilmesine, Tüm illerde kadın danışma merkezleri, sığınaklar ve cinsel şiddet merkezleri açılması gerekirken, aile danışma merkezleri gibi ihtiyaç dışı oluşumlara destek verilmesini ve kadınların yalnızlaştırılmasına,
6284 Sayılı Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Yasası gibi kadınlar için hayati önemi olan bir kanunun çeşitli medya kuruluşları tarafından karalanmasına, uygulayıcılarının ve savunucularının linç edilmesine şahit olduk.
Medeni Kanun'un kabulü ile sağlanan hakların kısıtlanmasına yönelik tehditler, saldırılar ve linç girişimleri kaynağı ne olursa olsun; çağdaş yaşamdan ve insan haklarından ödün vermeyecek Türk Halkı tarafından bertaraf edilecektir.
Devleti, ilgili kurum ve kuruluşları yönetenlerin cinsiyet ayırt etmeksizin toplumdaki her bir bireyin- gerçek demokrasinin temeli olan kadın erkek eşitliğinin sağlanması, bu çok yönlü toplumsal sorunun çözümü için, üzerine düşen görevleri yerine getirmesi ve duyarlı davranması gerekmektedir. Bu anlamlı gün velisesi ile bir kez daha tekrarlıyoruz ki; biz Bursa Barosu Kadın Hakları Komisyonu olarak mevcut haklarımızı muhafaza etmek ve geliştirmek için her türlü girişime karşı hukuk mücadelemizi sürdüreceğiz.
Bursa Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı
Av. Nazlı Ceren ŞENDOĞAN