Basın Bayramını Kutluyoruz
BASIN BAYRAMINI KUTLUYORUZ!
2. Meşrutiyet'in ilanıyla birlikte 24 Temmuz 1908 tarihinde basında sansür kaldırıldı. Yayın öncesi denetime son verildi ve elbette bu, hem gazeteciler, hem de vatandaşların haber alma özgürlüğü açısından bayram edilecek bir durumdu…
1908'de kaldırılan ileri boyutta sansürle Türkiye, 1980 askeri darbesinden sonra bir kez daha tanıştı. Darbe sonra normalleşme Turgut Özal iktidarlarında sağlandı. Öyle ki, gazetelerin baskı öncesi kontrolünün yapıldığı ağır sansürün üzerinden 4 yıl geçtikten sonra ülkenin başbakanı mizah dergilerinin kapaklarını süsleyen en önemli objelerden biriydi. Hoşgörü doruktaydı.
İletişim olanaklarının sınır tanımadığı günümüze baktığımızda, basına sansürün boyut değiştirdiğini görüyoruz. Sözde basın özgür, sansür yok! Ancak Türk basını öyle bir yapılanmaya zorlandı ki, medya patronlarına yapılan baskı nedeniyle sansür yerini gazetecilerin otosansürüne bıraktı. Haliyle Türk basınında sansür kelimesi tarihe karıştı!
Bugün 24 Temmuz Basın Dayanışma Günü… Bayram değil… Zira hem basın çalışanlarının içinde bulunduğu sosyo-ekonomik koşullar, hem de basın özgürlüğü adına tablo hoş değil. Halen 142 gazeteci ve medya çalışanı tutuklu...
Türkiye'nin parlamenter sistemden vazgeçtiği, yasama, yürütme ve yargı erklerinin tek bir makama bağlandığı günümüzde, basının “demokrasinin sigortası dördüncü kuvvet” olduğu günlere dönmesinin “ütopya” olarak kalmamasını diliyoruz.
Türk basının özgürleşmesinin yanı sıra, gazeteciliğe de akademik meslek statüsü getirilmesi için yasal düzenleme yapılmasının, basın kartlarının meslek kuruluşlarınca verilmesinin, dolayısıyla mesleğin ehliyetli kişilerce icra edilmesinin de zorunluluk olduğunu hatırlatmamız gerekiyor.
Kamuoyuna saygıyla duyururuz.
Av. Gürkan ALTUN
Bursa Barosu Başkanı