BASINA VE KAMUOYUNA
BASINA VE KAMUOYUNA
22.06.2020
İnsan hak ve özgürlüklerinin korunması , demokratik hukuk devletinin ve yargılama içinde savunmanın yeri güçlendirilerek adil yargılamanın sağlanması ile görevli olan baroların yapısının değiştirilmesi amacı ile avukatlık kanununda değişiklik yapılması istendiğini basından ve bir takım siyasetçilerin söylemlerinden öğrendik.
Demokratik hukuk devletlerinde yasa yapım tekniğinin gereği olan , ilgili kurum ve kişilerle mesleğin pratiğinin yapanlarla ve onların anayasal temsilcileri ile görüşmeden , hiçbir bilgi alışverişinde bulunulmadan , bu değişiklerin yasalaştırılmaya çalışıldığını gördük. Bu süreçte 80 baromuzun tümü ve TBB Yönetim kurulu bu değişiklere karşı olduğunu bu nedenle öncelikle müzakere yoluna gidilmesi gerektiği ve değişikliklere karşı olduğuna dair açıklamalar yaptı ve müzakere için randevu talepleri oldu Baroların talepleri üzerine alınan randevularda yapılan görüşme sonucunda baroların oy birliğine yakın çoklukla görüşüne itibar edilmediği ve teklif veya tasarı, ne olduğunu bilmediğimiz düşüncenin meclise sunulacağını yine aynı şekilde bireysel açıklamalarla öğrendik.
Bu nedenle başkanların çoğunluğunun daha önce açıkladığı üzere bu noktada demokratik hakların kullanımı için sonuca ulaşmayan müzakerelerden başka diğer demokratik yollara başvuru gereği doğduğundan baro başkanları bulundukları illerden Ankara'ya doğru “savunma yürüyor” adlı bir yürüyüş başlattılar. Yürüyüşün sonunda Anıtkabir'e gidip Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'e saygı ziyaretinde bulunulup daha sonra bu süreçte Baroların ve mesleğimizin taleplerini gerektiği gibi savunmayan, samimi bir şekilde sahip çıkmayan Türkiye Barolar Birliği'ne gidilip , geçmişte 24 Şubat 2018 de yapıldığı gibi katılmak isteyen her avukatın katılabileceği bir genel kurul yapılması talep edilecekti.
Bugün, Ankara'da demokratik Anayasal haklarını kullanan 60'ı aşkın baro başkanına bu haklarının kullanılmasının engellendiği, kendilerine şiddet kullanıldığı görülmüştür.
Anayasanın 34. Maddesine göre “Herkes, önceden izin almadan silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.”
Bu hakkın kullanılması kabul edilebilir bir neden olmaksızın engelleniyorsa o devlet anayasası askıdadır ve o devlette hukuk devleti değil, totaliter devlettir.
Böyle bir uygulamayı şiddetle kınıyoruz ve ülkeyi yönetenleri anayasal sınırlar içinde kalmaya davet ediyoruz
yürüyüşün ve bu programın tümü anayasal hakların kullanımı çerçevesinde olduğu , başkanlarımız Pandemi kurallarına göre başkanlarımızın çok özenli davrandığı ve üstlerinde meslek onurumuz olan avukatlık cübbesinden başka hiçbir şey taşımadan yürüyerek Anıtkabir'e ve sonrasında TBB'ye gidişleri tamamen hukuka aykırı bir şekilde engellenmiştir. Aslında bu engelleme demokratik hak kullanımının ihlali olduğu gibi , Pandemi kurallarının da ihlali sonucunu doğurmuştur. Gelinen noktada TBB Başkanını istifaya davet ediyoruz. TBB başkanının bu tutumu barolar ve avukatlık mesleği için tehlike taşımaktadır. Bu nedenle biran önce olağanüstü genel kurula gidilmelidir.
Tüm gücümüzle başkanlarımızın yanında olduğumuzu bildirir, her türlü eylem kararının arkasında olacağımızı kamuoyuna duyururuz.