Sahipsiz hayvanların toplanması kararı ve beslenmelerinin yasaklanması etik ve hukuk dışıdır!
Bursa Barosu, Bursa Veteriner Hekimler Odası, Bursa Tabip Odası ve TMMOB'un yönetici ve üyeleri, ortak basın açıklamasıyla sahipsiz hayvanlarla ilgili idari bazı kararlara tepki gösterdiler.
Doğa Koruma ve Milli Parklar 2. Bölge Müdürlüğü önünde gerçekleştirilen basın açıklamasında konuşan Bursa Barosu Hayvan Hakları Komisyonu Başkanı Av. Ülker Şahverdi, “Son günlerde kamuoyunda yer alan besleme yasağı, kontrollü besleme ve sahipsiz hayvanların sahadan kaldırılmasına yönelik idari söylemler hem kanuni dayanağı bulunmayan, hem de Anayasa'nın temel ilkelerini açıkça ihlal eden uygulamalardır. Türk hukukunda sahipsiz hayvanların beslenmesini yasaklayan hiçbir düzenleme bulunmamaktadır. Aksine, 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'nun 2023 yılında 7527 sayılı Kanun ile değişen hükümleri, beslemeyi engelleyen eylemleri kabahat olarak düzenlemiş ve yaptırıma bağlamıştır. Kanunun 14. maddesi, hayvanların aç bırakılmasını, su ve mamanın ortadan kaldırılmasını, gönüllü beslemelerin engellenmesini açıkça yasaklamıştır. Dolayısıyla beslemek bir haktır, beslemeyi engellemek ise yasaktır. Bu hükümlere rağmen, idarenin kanunda olmayan bir yasağı icat etmesi; Anayasa'nın 38. maddesindeki kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesinin açıkça ihlalidir. Yerleşik Danıştay içtihatları da kanunda yer almayan bir yasaklamanın idari işlemle yaratılamayacağını net biçimde ortaya koymaktadır. Anayasa'nın 56. maddesi devlete açık bir görev yüklemektedir: Devlet, herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkını korur” diye konuştu.
İdarenin hayvanların beslenmesini yasaklamasının, yaşam hakkını ortadan kaldırmaya yönelik bir uygulama olduğunu belirten Şahverdi şöyle devam etti:
“Valilik makamının, yeni suç yaratma, yeni kabahat ihdas etme, kanuni bir hakkı sınırlama, kanunda olmayan fiile ceza öngörme yetkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle 'ilde besleme yasaktır' veya 'ülke genelinde besleme yasaktır' şeklindeki beyanlar, yetki aşımı, yetki gaspı ve yoklukla malul işlemlerdir. Hukuki bağlayıcılığı yoktur; uygulanmaları mümkün değildir.
2024 yılında yürürlüğe giren 'Sahipsiz Hayvanların Korunması ve Rehabilitasyonu Yönetmeliği', belediyelere gerekli tesis, personel ve bakım altyapısını oluşturabilmeleri için 2028 yılına kadar zorunlu bir uyum süreci tanımıştır. Bu süre dolmadan belediyelere; toplu toplama, zorla barınağa getirme, sürgün niteliğinde sahadan kaldırma yönünde baskı yapılması mevzuata açıkça aykırıdır. Bu nedenle DKMP'nin, valiliklerin ve idari birimlerin belediyeler üzerinde kurduğu bu baskıların hiçbir hukuki geçerliliği yoktur.
Yine söylüyoruz ve söylemeye devam edeceğimiz, hayvanların beslenmesini yasaklamak, sahadan toplamak, süresiz kapatmak ve ötanazi uygulamasını genişleten politikalar, hukuka, anayasaya, uluslararası standartlara, bilime ve en önemlisi insanlığın vicdanına aykırıdır. Unutulmamalıdır ki, Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Hukuk devletinde idarenin tüm işlem ve eylemleri kanuna dayanmak zorundadır.”
Veteriner Hekimler Odası Başkanı Melike Baysal da, bazı valilik ve il idare kurullarının, sokak hayvanlarının toplanmasına ve beslenmesinin yasaklanmasına yönelik idari kararlarını büyük bir kaygıyla izlediklerini belirterek, “Bu kararların arkasında, 2 Ağustos 2024'te yürürlüğe giren 7527 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'ndaki değişiklikler gösterilse de, uygulamada yaratılan mağduriyet, hukuki belirsizlikler, hayvan refahı ihlalleri ve toplumsal vicdan yaraları ortadadır. Besleme yasağının yasal dayanağı olmadığını, 7527 sayılı kanun değişikliğinin bilimsel ve toplumsal sorumlulukla bağdaşmadığını, belediyelerce uygulanmakta olan toplu toplama ve barınak yükümlülüğü yerine, gerçekçi 'kısırlaştır-aşıla-yerinde yaşat' modelinin hayvan sağlığı ve toplum sağlığı açısından zorunlu olduğunu belirtiyor ve yetkilileri bu konularda sorumlu, hukuka uygun ve vicdana uygun politikalar üretmeye çağırıyoruz” dedi.