Av. Celal Ülgen ve Gazeteci-Yazar Murat Ağırel'i konuk ettik
Bursa Barosu ve Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Bursa Şubesi'nin ortak düzenlediği 'Yaşananlar Boşuna Değil' söyleşisinde, basın özgürlüğü ve yaklaşan seçimler ele alındı. Bursa Barosu'nun BAOB Yerleşkesi'ndeki Av. Özgür Aksoy Konferans Salonu'nda düzenlenen söyleşiyi, Bursa Barosu'ndan Avukat Ali Dokuzlu yönetti. Avukat Celal Ülgen, Gazeteci Murat Ağırel, ÇGD Danışma Kurulu üyesi Fırat Yılmaz konuşma yaptı.
Av. Celal Ülgen, 'faşist' iktidarların düşünce özgürlüğünü ve gazetecileri sevmediğini söyleyerek “Bizim ülkemizi yöneten de böyle bir iktidardır. Bizim ülkemizdeki iktidardan da düşünce özgürlüğünü, gazetecileri sevmesini bekleyemeyiz. Gazetecileri susturmak için ceza kanunlarını, RTÜK'ü, Basın İlan Kurumu'nu çalıştıracaksın. Susturma politikası iktidar için önemli bir politika” diye konuştu. 20 yıllık süreci iki döneme ayıran Ülgen, birinci dönemi 'Fethullahçılar Dönemi”, ikinci dönemi de “AK Parti Yargısı Dönemi” olarak adlandırdığını söyledi. Ülgen, “Birinci dönemde delil aranıyordu, yoksa delil üretiliyordu. İkinci dönemde ise delile gerek yok. Yakala ve gözaltına al” ifadelerini kullandı.
“ÜLKEDE KLEPTOKRASİ-YAĞMA DÜZENİ VAR”
Murat Ağırel, gazetecilik yapmanın zor olduğu bir ortamda araştırmacı gazeteciliğin daha zor olduğunu belirtti. Ağırel, “Her şey artık ayakta durabilmek ve yaşayabilmek üzerine kurulmuş. Siyaset yapmaya zorlanıyoruz. Siyaset siyasetçilerin işi. Bu ülkede yolsuzluklar diz boyu haline gelmiş durumda. Bu ülke artık kleptokrasi-yağma düzeni haline gelmiş. Biz gazeteci olarak bunu anlatmak zorundayız” şeklinde konuştu. Sanık olduğu dava sayısının 114 olduğunu söyleyen Ağırel, şöyle konuştu:
"Bu ülkede gazetecilik dediğiniz zaman kalemini canı pahasına savunan insanlar oldu. Uğur Mumcu, Abdi İpekçi, Çetin Emeç, Bahriye Üçok, Ahmet Taner Kışlalı, Necip Hablemitoğlu… Günümüzde ise kalemin sorumluluğundan ziyade korkusu yaşanır hale geldi. Gazetecileri susturabilmek için önce savcılık iddianamesiyle tanıştırıyorlar. Ben profesyonel sanığım. Haftanın üç günü Adliyede, diğer günler Göztepe Karakolu'nda çay içiyorum. Verdiğim ifadelerin sayısını unuttum.”
“YEREL MEDYA ÖLDÜ VE GÖMÜLDÜ”
ÇGD Danışma Kurulu üyesi Fırat Yılmaz da, Anadolu basınının nicelik ve nitelik bakımından zor durumda olduğunu anlattı. Yılmaz, “Örgütlü yapı yerel medyada olmadığı için biz yıllardır o sistemin çarkları altında eziliyoruz. Yerel medya artık can çekişmiyor, yerel medya öldü ve gömüldü” dedi. 2002'den sonra yerel medyanın değişimine değinen Yılmaz, şöyle konuştu:
“Yerel yönetimler kendi içlerinde basın büroları oluşturdular. İkinci Bab-ı Ali olarak adlandırılan Bursa medyaları yavaş yavaş küçüldü. Sadece televizyon haber merkezinde 15-20 muhabir çalışırken belediyelerin basın büroları kanalıyla haber merkezlerinin içi boşaltıldı. Bugün az sayıda kişinin çalıştığı kurumları görüyoruz. Tüm Bursa gazetelerini masanın üstüne koyduğunuzda hepsinin benzer manşetler ve haberlerle çıktığını göreceksiniz. Çünkü aynı basın bürolarından servis edilen haberleri editörler gazetelerinin sayfalarına yerleştiriyorlar.”
Konuşmaların ardından Av. Celal Ülgen ve Murat Ağırel dinleyicilerin sorularını yanıtladı. Kapanış konuşmasını Bursa Barosu Başkanı Av. Metin Öztosun yaptı ve konuk konuşmacılara hediyelerini takdim etti. Söyleşiyi Bursa Barosu Başkan Yardımcısı Av. Aslı Evke Yetkin de izledi.