Av. Atabek: "Uludağ'ın bekçi köpeği olmaya gönüllüyüz!"
Bursa Barosu Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Başkanı Av. Eralp Atabek, Uludağ Alan Başkanlığı Kanun Teklifi'nin görüşüldüğü TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu'nda, teklifin yasalaşması halinde ortaya çıkacak sorunları anlattı.
Atabek'in Doğader ile birlikte komisyonda bilgilendirme konuşması talebinin, muhalefet milletvekilleri ile bir kısım Bursa milletvekilinin takibi üzerine kabul edildiği öğrenildi. Atabek, “Milletvekili olmayanların konuk olarak komisyona alınması ve konuşabilmesi pek mümkün olamamakta iken ısrarlı takip olumlu sonuç vermiştir. Komisyon toplantısında üyeler ile kanun teklifi sunan vekillerin konuşmalarını 3.5 saat dinledikten sonra Komisyon Başkanı'nın söz vermesi üzerine, Doğader Başkanı ile ayrı ayrı olmak üzere görüşlerimizi sunduk” dedi.
Aynı zamanda Türkiye Barolar Birliği Çevre Kent Hukuku Komisyonu Yürütme Kurulu sözcüsü de olan Av. Eralp Atabek'in, TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu'nda özetle şunları söyledi:
“Uludağ'da Milli Park Müdürlüğü'nün yetkilerini kullanamaması sıkıntısı vardır. Çalışma ve koruma için personel verilmediğinden zorluk yaşanmaktadır. Yıkımlar yapılamamaktadır.
Aslında bu teklif ile Uludağ'da tüm yetkiler tek ele toplanmaya çalışılsa da, TSK binaları, Özelleştirme Kanunu, Kamu Özel Sektör Ortaklığı yatırımları, afet hakkında kanun vb yasalardaki yetkiler bakımından diğer kurumlar da hala alanda söz sahibidir. Bu anlamda var olan durumu değiştirmek zor olacaktır.
Bu yasa, çevrenin ve kültürel, biyolojik mirasın korunmasına yönelik uluslararası sözleşmelere aykırıdır. Bunlar bakımından da Anayasa Mahkemesi'nde iptale mahkumdur.
Karayolları Uludağ yolunu çok genişletmiştir. Teleferik yenilenmiştir. Sırf bunun için Uludağ'ın en balta girmemiş orman alanı ortadan yarılarak açılmıştır. Teleferik, Sarıalan ile 2. Gelişim Bölgesi arasında çok uzun süreler çalıştırılmamaktadır. Masraf azaltma amaçlı bu durum yanlış güzergah seçildiğini göstermektedir.
Uludağ Milli Parkı kapı giriş ücretleri, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü bütçesindeki gelir kaleminin % 30'nu oluşturmaktadır. Böylesi büyük bir gelirin tüm yetkileri üzerine alan bir başkanlığa tahsis edilmemesi gerekir.
Yasanın genel gerekçesinde, ziyaretçiler ile yatırımcıların engellerle karşılaştığı yazılıdır ancak, ziyaretçiler istediği gibi mi davranmalıdır? Ateş yakma, kamp vb eylemler serbest bırakılamayacağına göre, bu yasa teklifi yatırımcıların işini kolaylaştırmak için ortaya konulmuştur.
Uludağ'ın beşeri yükünü taşıyamadığı, bizzat kanun teklifi sahipleri (Bursa Milletvekili Av. Hakan Çavuşoğlu vd) tarafından, 'yolda trafik sıkışıklığı oluyor' ifadesiyle itiraf edilmiştir. Bu yükün daha da çok artması için mi bu yatırım alanları açılacaktır?
Kanunun 1. maddesindeki “Uludağ Bölgesi” ifadesi yetersiz bir tanımdır. Bence, Uludağ Doğancı Barajı'ndan başlar Domaniç'e kadar uzanır. Bu belirsiz tanım olumsuz sonuçlara yol açacaktır.
Yatırımların yapılabileceği alanlar olarak görülen orman üstü açıklıklar endemik bitkilerin bulunduğu asıl yerlerdir. Bunlar tehlike altındadır.
Yasanın 5. maddesinin 6. fıkrasına göre, Osmangazi Belediyesi'nin kararlara itiraz hakkı, dava hakkı ortadan kaldırılmıştır.
Bugün gördüğümüz ormanlık alanlar ne zaman orman sınırı içine alındı? Cumhuriyet sonrasındaki kadastro tespitleri yapılırken, yakındaki köylerin yaylaklar, otlakları ormana katılmıştır. Bu yasayla özel yatırımcılara açılacak yerler için özel mülkiyet iddiası karşınıza çıkacaktır. AİHM'ne kadar gidecek hukuksal sorunlar doğacaktır.
2,5 milyon Bursalı'yı bu kanuna karşı harekete geçirmek için aydınlatma görevimizi yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz. Uludağ'ın bekçi köpeği olmaya gönüllüyüz.
Bir komisyon üyesinin Çanakkale'deki Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı için yapılanları anlattığı, alan başkanlığı uygulamasının yararlı olduğu görüşüne katılmıyoruz. Orası hepimizin kutsalıdır. Ancak Uludağ için böyle bir kutsal miğfer yoktur maalesef… Olumsuzluklardan korumak mümkün olamayacaktır.”