Adalet Nöbeti'nin çoban ateşi Kocaeli'de yakıldı
85 hafta boyunca İstanbul'da Cumhuriyet Gazetesi'nin tutuklu avukatları Akın Atalay, Mustafa Kemal Güngör ve Bülent Utku için başlatılan Adalet Nöbeti, ilki Bursa Barosu ev sahipliğinde olmak üzere sırasıyla İzmir, Ankara, Hatay, İstanbul ve Van'da tutulmuştu. Anadolu'da yakılan çoban ateşi 12 Eylül 2019 tarihinde de Kocaeli Barosu ev sahipliğinde, Kocaeli Adliyesi önünde yandı.
Kocaeli'deki Adalet Nöbeti'ne Bursa Barosu Başkanı Av. Gürkan Altun ve Başkan Yardımcısı Av. Metin Öztosun'un yanısıra Ankara, Adana, Antalya, Aydın, Çanakkale, Diyarbakır, Düzce, Hatay, İstanbul, İzmir, Kırklareli, Kocaeli, Mersin, Şanlıurfa, Tekirdağ, Tunceli, Van, Yalova barolarının başkan, başkan yardımcısı ve yönetim kurulu üyeleriyle, Bolu ve Sakarya barolarının önceki dönem başkanları katıldı.
Adalet Nöbeti'nde konuşan Bursa Barosu Başkanı Av. Gürkan Altun, önümüzdeki ay Artvin'de, kasım ayında da öldürülen Diyarbakır Barosu Başkanı Av. Tahir Elçi'yi anmak için Diyarbakır'da, aralık ayında da Adana ve Mersin'de nöbet tutacaklarını söyledi. Altun “Biz yeşil için, çocuklarımız için, kadınlarımız için, mağdur edilen herkes için adalet istiyoruz. Bugün burada Türkiye'nin her bir bölgesini temsil eden yirmiyi aşkın baromuzdan başkanlarımız var, meslektaşlarımız var. Hepimizin isteği hukukun üstünlüğü ve adaletin tecellisi. Doğaya borcumuz var ve Cerattepe'den Murat Dağı'na, Kaz Dağları'na, Dilovası'na, Salda Gölü'ne, Munzur Vadisi'ne, Orhaneli'ye, Ergene Nehri'ne, Hasankeyf'e adalet istiyoruz. Katledilen insanlara borcumuz var. Suruç'ta, Ankara Tren Garı'nda, Sivas'ta ve Kayseri'deki katliamlarda, Soma ve Elbistan'daki iş cinayetlerinde, Çorlu ve Ankara'daki tren facialarında hayatını kaybeden, yaralanan yurttaşlarımız için adalet istiyoruz.
İstanbul'da eleştiri hakkını kullandı diye gözaltına alınmaya çalışıldığı sırada kafasını polis otobüsüne vurmak (!) suretiyle kendini yaralayan meslektaşımız ve yine Antalya'da arabasının içinde cep telefonu ile konuşurken gözaltına alınmaya çalışılırken sakin durmak, gözaltı sebebini ve polislerden kimlik sormak gibi ağır tahrik içeren söylemlerde bulunan ve darp edilmek zorunda kalınan meslektaşımız nedeniyle zan altında kalan ve yargılanmalarına izin verilmediği için aklanma haklarını kaybeden polislerimiz için adalet istiyoruz.
Anne ve babalarının dinlerini öğrenmeleri için emanet ettikleri kurslarda cinsel istismara uğrayan, barınmaları için milli eğitim müdürlüklerince yönlendirildikleri yurtlarda yanarak ölen çocuklarımız için adalet istiyoruz.
Ve diyoruz ki; ekmek gibi, su gibi temel ihtiyacımız olan adalet tecelli etsin, bağımsız ve tarafsız yargı görevini yapsın, bizler de aralık ayından sonra Anadolu'nun başka illerinde Adalet Nöbeti tutmak zorunda kalmayalım, bu nöbetlere artık bir son verelim.”