Engelli avukatların tanık bulundurma zorunluluğu yok!
Bursa Barosu Engelli Hakları Komisyonu:
ENGELLİ AVUKATLARIN TANIK BULUNDURMA ZORUNLULUĞU YOK!
Bursa Barsou Engelli Hakları Komisyonu, İstanbul Barosu üyesi görme engelli Av. Mümin Özeken'e, noter işlemi sırasında hukuksuz bir şekilde tanık zorunluluğu getirilmesine, Özeken'in bu durumu şikayet için gittiği Cumhuriyet Savcılığı'nda da iki tanık olmadan ifadesinin alınmamasına tepki gösterdi.
Bursa Barosu Başkanlığı'nda düzenlenen ve Baro Başkanı Av. Metin Öztosun ile yönetim kurulu üyeleri ve Engelli Hakları Komisyonu üyesi avukatların katıldığı basın açıklamasını komisyon başkanı Av. Özlem Kayalı okudu.
Sayın basın mensupları,
Biz hukukçular hukukun üstünlüğü ve evrenselliği ilkesine uygun olarak gerçek adalet ve eşitlik istiyoruz!
Adaletin engellilere erişiminde – engellilerin adalete erişiminde kamu görevlilerinin / yargı mensuplarının mevzuata uygun işlem yapmalarını talep ediyoruz.
Hukuk fakültelerini başarı ile bitirip, mesleğini onuru ile sürdüren engelli hukukçuların haklarının korunması için buradayız.
Ülkemizde Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi 2009 yılında yürürlüğe girmiştir. Sözleşmede yer alan en temel insan hakları hala uygulamaya geçirilememiştir. Bunun en önemli göstergesi ise 2019 yılında Engelli Hakları Komitesi, Türkiye'de engelliler hakkında birçok ayrımcı ve eşitsiz düzenlemeler ve uygulamalar olması nedeniyle Türkiye hakkında tavsiye kararları vermiştir. Bu tavsiye kararlarının verilmesinin üzerinden üç yıldan fazla bir süre geçmesine rağmen hala herhangi bir yasal değişiklik yapılmamıştır.
Bırakın ayrımcı ve eşitsizlik içeren uygulama ve düzenlemelerin değiştirilmesini, taraf olduğumuz Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi ve yasalarla tanınan haklarımız, keyfi uygulamalarla geri alınma tehlikesi ile karşı karşıya bırakılmaktadır.
Bursa Barosu Engelli Hakları Komisyonu, ülkemizdeki hukuk sisteminin temel insan haklarına; çağdaş ve demokratik değerlere uygun hale getirilmesine; insanlık tarihinin binlerce yıllık kazanımlarla elde ettiği hakların kullanılmasına katkıda bulunmak, engellilerin, sosyal, kültürel ve ekonomik haklarını kullanmalarını engelleyen ayrımcı hukuk kurallarının ortadan kaldırılmasını sağlamak, engelli hukukçuların ve bireylerin mesleki sorunlarının çözümlenmesi için çalışmalar yapmak amacıyla faaliyet göstermektedir.
Bu bağlamda toplumun yapısal sorunları ile ilgili her zaman demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti anlayışı doğrultusunda tutum sergileyen komisyon olarak, 5 Nisan 2022 tarihinde İstanbul Çağlayan Adliyesi'nde yaşanan onur kırıcı, hukuksuz uygulamayı basın ve kamuoyuyla paylaşmayı görev bildik ve bu açıklamayı yapma zorunluluğu hissettik.
Bilindiği gibi, okuma yazma bilen görme engelli kişiler hukuki işlem yaparken gerek 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 15/2 maddesine göre, gerekse 1512 sayılı Noterlik Kanunu'nun 73. maddesine göre tanık huzurunda işlem yapmak isterlerse, ancak o hukuksal işlem için tanık bulundurulması gerekmektedir. Şayet kanuni düzenlemelerdeki koşulları taşıyan görme engelli kişiler tanık huzurunda bir hukuksal işlem yapmak istemezlerse, tanık olmaksızın işlem yapabilmektedirler. Yani bu husus onların tercihlerine bağlı kılınmıştır. Bu kanunların ve tapu sicili tüzüğü dışında görme engelli kişilerin hukuksal işlem yaparken hangi usul dairesinde işlem yapmaları gerektiğine dair herhangi bir yasal düzenleme bulunmamaktadır.
Sayın basın mensupları,
5271 sayılı “Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 147. maddesinde, bir görme engelli kişinin müşteki ya da şüpheli sıfatıyla soruşturma nedeniyle savcılıklarca ifadesinin alınması sırasında tanık bulundurulması söz konusu değildir.
Ne var ki, 5 Nisan 2022 ve aynı zamanda ne büyük tesadüftür ki Avukatlar Günü'nde, avukat olmasına rağmen kendisinden işlem yapmak için tanık isteyen ve işlemini yapmayan bir noter hakkında şikayette bulunmak isteyen İstanbul Barosu avukatlarından Av. Mümin Özeken, İstanbul Çağlayan Adliyesi'nde Cumhuriyet Savcılığı'na şikayet dilekçesi vermiştir. Cumhuriyet Savcısı tarafından ifadesinin alınması sırasında kendisinden görme engelli avukat olduğu gerekçesi ile 2 tanık istenmiş, avukat Mümin Özeken tanıkla ifade vermeyi kabul etmeyince, ifade alma işlemi savcı tarafından hiçbir dayanak olmadığı halde tamamlanmamıştır.
Anılan yargı mensubunun gerçekleştirdiği söz konusu hukuksuz işlem tüm yargıyı bağlamaz. Ancak anılan savcının hukuk dışı işleminin yaygınlaşması demek, görme engelli hukukçuların mesleki onur ve itibarının yerlere serilmesi, kişilik hak ve özgürlüklerinin yanı sıra çalışma hak ve hürriyetlerinin ihlal edilmesi sonucunu doğurur.
5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 117. maddesi hükmüne açıkça aykırı, aynı zamanda söz konusu yasanın 257. maddesi hükmünü ihlal eden söz konusu eylemin hiçbir hukuki ve fiili dayanağı yoktur.
Biz Bursa Barosu Engelli Hakları Komisyonu olarak anılan yargı mensubunun görme engelli avukat meslektaşımıza yaklaşımının kabul edilemez olduğunu, Birleşmiş Miletler Sözleşmesi'ne ve iç düzenlemelerimize aykırı olan eylem ve işlemlerini kınadığımızı, ayrıca anılan yargı mensubu hakkında Hakimler ve Savcılar Kurulu'nu bu konuyu soruşturmaya, Türk Ceza Kanunu'nun 117 ve 257. maddeleri ile sair hükümlerine göre işlem yapılmasını, yine disiplin hükümlerinin işletilmesini bu suretle de gerekli yasal sürecin başlatılmasını talep ediyor, bu onur kırıcı olayın takipçisi olacağımızın bilinmesini kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.
Bursa Barosu Engelli Hakları Komisyonu