Bursa Barosu 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı kutladı
Bursa Adalet Sarayı tören alanındaki Atatürk Anıtı'na çelenk koyan Bursa Barosu Başkanı Av. Metin Öztosun, “Ne yaparlarsa yapsınlar unutturamazlar bize bu zaferleri ve Gazi Mustafa Kemal'i” dedi.
Bursa Barosu Yönetim Kurulu üyeleri ve avukatların katıldığı törende başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehitler için saygı duruşunda bulunulup İstiklal Marşı okundu. Bursa Barosu Başkanı Öztosun, meslektaşlarına hitaben şöyle konuştu:
“Tarih 13 Kasım 1918… Mustafa Kemal, Haydarpaşa Garı'ndan İstanbul'a dönmüştür. 13 Kasım 1918 günü, aynı zamanda İngiliz, Fransız, İtalyan, Yunan düşman donanmasının İstanbul'u işgal ettiği gündür. 1915'in Anafartalar kahramanı İstanbul'a demirlemiş donanmaya bakar, 'Geldikleri gibi giderler!' der... Bu üç kelimede müthiş bir kararlılık gizlidir.
Sonra bu direniş ruhunu ilmek ilmek örgütler Mustafa Kemal… Önce Samsun'da yakar umudun, direncin ışığını... Güneş gibi doğması üzerimize her 19 Mayıs, işte ondandır. Milli sınırlar içinde vatan bölünmez bir bütündür, parçalanamaz… İşgale karşı millet topyekun kendisini savunacak ve direnecektir der Erzurum'da…
Ve ardından Sivas'ta 'manda'yı kabul etmez ve 'ya istiklal, ya ölüm' der 'ezelden beridir hür yaşamış hür yaşayacak' olan bu millete…
Ve sonra telgraf başında ipek atlastan yeni kaderini örmeye devam eder bu milletin Mustafa Kemal...
Sonra da karanlıkları bir bir delmeye başlar ve 23 Nisan'da milletin iradesini köhnemiş bir avuç saraylıdan alıp milletin kendi avuçlarına verir 'egemenlik senin' der… 'Al, yerle bir et der sana biçilen bu makus kaderi'...
Sonra o makus kaderi 13 Eylül'de Sakarya'da Başkomutan'ın 'Hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır ve o satıh bütün vatandır' diyerek yüreğine saldığı umutla, inançla, dirençle yener bu millet ve Zümrüd-ü Anka gibi küllerinden yeniden doğar.
Ve 26 Ağustos 1922 olur…
'Dağlarda tek tek ateşler yanıyordu.
Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki şayak kalpaklı adam
nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden güzel, rahat günlere inanıyordu
ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında,
birdenbire beş adım sağında onu gördü.
Paşalar onun arkasındaydılar.
O, saati sordu
Paşalar: 'Üç', dediler.
Sarışın bir kurda benziyordu
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun başına kadar,
eğildi, durdu.
Bıraksalar
ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak
ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
Kocatepe'den Afyon Ovası'na atlayacaktı.”
Bedenen atlamaz belki Başkomutan ama Afyon'da tek tek her Mehmetçiği birer bayrak yapar ve 'Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir' diye gönderir, emperyalizmin tetikçilerinin üzerine.
Ve kalbini bir şahan gibi göklere salar ve pırıltılar görür ve çok uzak bir yerlere çağıran sesler duyarak, bir müthiş ve mukaddes macerada, ön safta, en ön sırada, şahlanıp ölesi gelerek atılır Mehmetçik… Toprak olur, rüzgar olur. Başkomutanın emriyle koşar yağmur olur yağar Akdeniz e ve İzmir'in dağlarında her bahar sonsuzluğa açan şerham şerham çiçek olur.
İşte bu yüzden sevgili meslektaşlarım; ne yaparlarsa yapsınlar unutturamazlar bize bu zaferleri ve Gazi Mustafa Kemal'i... Çünkü o bizim her daim karanlığı delen yıldızımızdır. Çünkü naçiz vücudu toprak olan Mustafa Kemal bizim için hedef gösterdiği muasır medeniyet seviyesi, akıl ve bilimle yoğrulmuş tam bağımsızlık şiarı ile donanmış bir fikirler bütünüdür. Vücutlar ölür ama fikirler ölmez, öldürülemez. Akıl ile bilim ile dolu fikirlerse her daim karanlıkları delip yolumuzu aydınlatır.
Selam olsun Dumlupınar'a, selam olsun VATAN, NAMUS ve İSTİKLAL uğrunda kanını bu toprağa döken Mehmetçiğe… Selam olsun Mustafa Kemal Atatürk'e…
30 Ağustos Başkomutanlık Meydan Muharebesi ve Zafer Bayramımız kutlu olsun.”